Karadağ hakkında

Sizi büyüleyici Karadağ ile tanıştırayım!

Bu küçük ülke, Adriyatik kıyısındaki Balkan Yarımadası’nın batı kesiminde yer almaktadır. Bir zamanlar Yugoslavya Federal Cumhuriyetinin bir parçasıyken, şimdi bağımsız bir devlettir.

Yüksek kayalıklı, büyüleyici dağları, eşsiz vahşi yaşamı, kristal berraklığında denizi, devasa kanyonları, derin su gölleri ve Antik, Orta Çağ şehirleri ile harika bir tatilin keyfini çıkarmanıza ve bu toprakların muhteşem atmosferine dalmanıza olanak tanıyacak.

Karadağ, büyük şehirlerin karmaşasından uzaklaşarak, doğanın koynunda dinlenmek isteyen, huzur ve sessizlik peşinde olanlar için muhteşem bir lokasyondur. Açık hava etkinlikleri sevenler için burada yapılacak bir çok aktivite mevcut :  Çeşitli gezi programları, tekne turları ve mini geziler, doğa yürüyüşleri ve orman yürüyüşleri.

Karadağ, ülkede sanayi, endüstriyel üretimin gelişmemiş, doğal yapısının bozulmamış, saf bir ekolojiye sahip olması, deniz kıyısındaki konumu ve iklimiyle sağlık sorunlarını gidermek isteyen insanlar için mükemmel bir lokasyondur.

Kotor Körfezi’nin benzersiz mikro iklimi, maden suları ve şifalı çamurun varlığı;doğal tedavi için gelişmiş tıbbi hizmetler sunan ve Avrupa düzeyinde bir sağlık tesisi olan “Igalo Kaplıca  ve Tıbbi Rehabilitasyon Enstitüsü” nün 1949 yılında kurulmasına olanak sağladı. Enstitü, Herceg Novi şehrinin denize bakan yamaçlarında kurulu Igalo yerleşimde bulunmaktadır. Çocuklu ailelerin rahat edeceği bir lokasyondur. Misafirperver ve çocuk sevgisiyle dolu yerel halk sizi sevgiyle karşılayacaklardır.

Karadağ’a hoş geldiniz!

MONTENEGRO TATİL BELDELERİ

Herceg Novi

Herceg Novi, Orjen Dağı’nın eteklerinde, Adriyatik Denizi’ndeki Kotor Körfezi’nin ağzında, Hırvatistan ve Bosna-Hersek sınırına yakın bir konumda yer almaktadır.

Şehir haklı olarak “Karadağ’ın Botanik Bahçesi” olarak kabul ediliyor. Burada çok sayıda relikt bitki ve çalı büyüyor, bu nedenle Karadağlılar bu şehre “Çiçekler Şehri” diyor. Karadağ’daki diğer tatil beldelerinin aksine, Herceg Novi geleneksel bir Avrupa görünümüne sahiptir ve neredeyse hiç yüksek çok katlı bina yoktur, tüm evler Avrupa tarzı mimaride yapılmıştır. Begonvil çiçekleri, ve yaprak dökmeyen bitkilerle gömülü çitleri, uzun hurma ağaçları, portakal ağaçları ve manolyalarla çevrili, kiremit çatılı küçük evlerin hepsi bir cennet ve huzur atmosferi yaratır.

Eski Şehir “Old Town” Herceg Novi’deki zengin anıtsal miras, uzun tarihleri ​​boyunca burada yaşayan ve savaşan farklı halkların ve kültürlerin bir karışımı sonucu oluşturuldu.

Bu bölgede turizmin başlangıcı 19. yüzyıla kadar uzanıyor. Shora Rose oteli ile ilgili ilk kayıtlar (Sima Matavul) o zamanlara ait. Bu kayıtlarda, 1872’de Sava Bachanovich ailesine ait olan ve “yabancılar için” 25 yataklı “Bella Vista” meyhanesinden bahsedilmişti. Herceg Novi’deki modern otel yönetimi gelişiminin, Kotor Körfezi ve Karadağ’da, daha sonra plaj otel anlamına gelen “Boka” Hotel olarak adlandırılan, Zelenika’nın “Yeşil Plajdaki (Boka) Pansiyon” inşaatıyla başladığı söylenebilir. Bu otel 1902’de faaliyete geçti, ancak belediye idaresinin bu otelin yapımı için Macar asilzade Budapeşte’li Dr.Antal Maguar’a yetki verdiği karar da, 19. Yüzyıla ait. 24 Kasım 1898’de yayınlandı. 1909 yılında “Akcionarsko društvo za građevine i saobraćaj Herceg Novi -İnşaat ve Karayolları Anonim Şirketi- ,yapımı 1913’te tamamlanan, Herceg Novi’nin tam merkezinde yer alan 43 odalı merkezi ısıtma ve hamamı bulunan Otel “Boka” için imar izni istedi.Şehrin bir tür sembolü ve ticari markasıydı ve bunların yanı sıra, 1932’de Paris Turizm Fuarı’nda “konfor ve hizmet” dalında altın madalya kazandı. 1979’daki deprem felaketi sonucunda, Boka Oteli önemli ölçüde hasar gördü ve bir yıldan kısa bir süre sonra otel tamamen yıkılmak zorunda kalındı. Nadir Akdeniz bitkileriyle tanınan otel ve gölet dekorasyonlu parkı da aynı nedenlerle yıkıldı. Turist merkezi ve belediye meclisinin talebiyle gölet, 1998 yılında yeniden inşa edildi.

İki dünya savaşı arasındaki dönemde, Herceg Novi’de faaliyet gösteren çok sayıda otel bulunuyordu. Bunlar arasında : “America”, “Mine”, “Adriatic”, “Balkans”, “Savina”, “Europe”, “Poplar”, “Erceg Novi”, ” Serbian Hotel “,” Belgrade “„. 1926 yılında Trani ailesine ait olan “Plaža” Otel, bugün yaklaşık olarak aynı lokasyonda kapılarını misafirlerine açmıştır. 1906’da Tomo M. Katurich, Kamenari’de bir otele ev sahipliği yapma izni aldı ve 1929’da Yankovich ailesine ait Igalo Oteli, Igalo’da açıldı. Zelenika’da, daha önce bahsedilen ” Plaža ” oteline ek olarak, Obren Dunerovich ait olan, 1944’te Almanların geri çekilmeleri sırasında havaya uçurdukları “Boka” oteli de mevcuttu.

İki dünya savaşı arasındaki dönemde, Adriyatik’te ilkler arasında yer alan iki turist derneği kuruldu: 1922’de Herceg Novi’de “Savina” ve 1924’te Igalo’da “Igalo”. Bu alandaki modern turizmin yoğun ve organize gelişimi, o zamanlar hem büyük hem de modern olan hemen hemen tüm mevcut otellerin inşa edildiği geçen yüzyılın altmışlı yıllarıyla ilgilidir. Sadece şimdiki görünümüyle “Plaža” oteli ve Enstitünün ikinci aşaması “Dr. Simo Milošević ” daha sonra, sırasıyla 1980 ve 1988’de inşa edilen Akdeniz Sağlık Merkezi.

1929’a geri dönüldüğünde, Herceg Novi belediyesi, “Igalj çamuru” adı verilen kıyı deniz çamurunun ve maden suyu “Igalj tuz bataklığının” uzun süredir tanınmasıyla beraber “deniz banyosu ve iklimsel sağlık tesisi” ilan edildi. Zamanla Igalo’nun gelişmesiyle birlikte, iklimsel sağlık tesisi terimi tüm belediye için akıllardan silindi.

16 odalı ve 40 yataklı, daha önce bahsedilen otel “Igalo”, enstitünün ilk fazının bugünkü binasının yerine inşa edildi ve daha sonra, örneğin limanda veya “Gruda” havaalanında misafirleri karşılayan bir otel arabası vardı. 1930’da, ünlü Fransız sağlık tesisi Vichy’nin laboratuvarında Igalj çamuru incelemesi yapıldı ve bu çamurun olağanüstü iyileştiri özelliği doğrulandı. Ancak ve ancak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Dr. Svetozar Živojinović’in uzun süredir planladığı Igalo’da bir sağlık tesisi kurulması için, 1 Kasım 1949’da Karadağ Hükümeti gerekli adımları attı. Yıllar sonunda tesis kuruldu.

Turistler için küçük dairelerden özel havuzlu villalara kadar geniş bir konaklama seçeneği vardır.

Plajlar küçük çakıl veya beton bloklardır. Herceg Novi koy içerisinde  bulunduğu için nadiren büyük dalgalar oluşur. Bu da çocuklarla yüzmek için iyi bir etken. Koydaki deniz suyu temiz, kristal berraklığında, yüzmeye ve dalmaya imkan veriyor. Şehirde dalış ve tüplü dalış kurallarını öğreten birkaç okul var.

Igalo ve Savina bölgesini birbirine bağlayan şehrin kıyı kenarı boyunca, sayısız restoran, kafe ve barın olduğu, şehrin ana gezinti yeri olan uzunca bir set bulunur.

Şehrin tekne iskelelerinde geziler düzenlenir, Kotor Körfezi’nin vahşi ve kumlu plajları gezilir, böylece turistler eski başkanlık plajı Žanjice’yi tanır ve bazı durumlarda (ücretli) mavi mağarada (Plava špilja) ve açık denizde yüzme fırsatı vardır.

Sağlık sorunları olanlar için, Igalo Enstitüsü Rehabilitasyon ve Tatil Köyü, doğal tedavi ve rehabilitasyon için eksiksiz bir tıbbi hizmet yelpazesi sunacaktır. Bütün bunlar, burada bulunan ılıman iklim, minerallerle doyurulmuş temiz deniz havası, uçucu yağlar, şifalı çamur ve maden suları sayesinde mümkündür.

Herceg Novi, huzurlu ve ölçülü tatil sevenler, çocuklarla aile tatili geçirmek ve iyileşmek isteyenler için idealdir.

 Budva

Budva, Karadağ’ın ana sahil beldelerinden biridir ve eğlenceli ve enerjik bir tatil tercih eden turistler için oldukça popülerdir. Tam bir aktif gece hayatı şehridir. Kumarhaneler, barlar, restoranlar, diskolar, tenis kortları hepsi her zevke uygun.

Yaz sezonunun zirvesinde şehir turistlerle ve eğlence programlarıyla doludur.

Budva yakınlarında çoğu çakıl taşlı ve kayalarla çevrili çok sayıda plaj bulacaksınız, ayrıca kumlu plajlar da vardır. Budva Rivierası’nın en büyük ve en popüler plajları Plazha Slovenska (Slovenya Sahili) ve Mogren’dir. Slovenya sahili boyunca çok sayıda bar, kafe, açık hava diskosu var.

Turistlere Sveti Nikola adasına tekne veya tekne gezileri sunulur ve ayrıca bir yelkenli de kiralayabilirsiniz.

Budva, gençler için kalabalık bir yazlık beldededir. Küçük çocuklu aileler için pek uygun sayılmayabilir. Dezavantajlar arasında, şehrin modern bir metropol gibi görünmesini sağlayan yoğun çok katlı binalara dikkat çekilebilir.

Budva’ya dört kilometre uzaklıkta, her zevke uygun otel daireleri ve villalardan oluşan bir grup olan Becici ve Rafailovici’nin küçük tenha köyleri vardır. İyi gelişmiş altyapı ve güzel plajlar, köylü aileler için ideal bir yer haline getirmektedir. 1935’te Bečići plajı, Avrupa’nın en güzel plajı olarak kabul edilmiştir.

Ulcinj

Ulcinj, Karadağ’ın Arnavutluk sınırına yakın en güneydeki şehridir. Venedik yönetiminden büyük ölçüde etkilenen Budva ve Herceg Novi Rivierası’nın diğer kıyı kasabalarına benzemez. Ulcinj, şehrin dış özelliklerini etkileyemeyen yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altındaydı. Burada çok sayıda cami vardır ve Karadağlı Müslümanların çoğu bu şehirde yaşıyor. Ulcinj’in nüfusu çoğunlukla Arnavut olduğundan burada Sırp dilini duymak zor. Tüm yazıtlar, tabelalar, reklamlar Sırpça ve Arnavutça yapılmıştır.

Ulcinj, tüm Karadağ’da çok fazla olmayan uzun kumlu plajlarıyla tanınır. Ulcinj Rivierası’nın plajları bazalttır, bazalt kumunu oluşturan mineral maddeler nedeniyle bu plajların iskelet sistemi hastalıkları üzerinde olumlu bir etkisi vardır.

Eski şehir surlarının yakınında yer alan şehir plajı “Mala Plaza” yaz sezonunda konuklarla doludur.

Ulcinj’in 4 km güneyinde, 13 km uzaklıkta, neredeyse Arnavutluk sınırına kadar uzanan ve genişliği 60 m’ye ulaşan muhteşem kumlu “Velika plaža” plajı Adriyatik kıyısındaki en büyük kumlu plajdır.

Ada Bojana plajlarını görmezden gelmek imkansız. Buradaki kum mineral ve biyolojik olarak aktif maddeler bakımından zengindir ve kas-iskelet sistemi ve kısırlığın tedavisinde yararlı olan hafif bir radyoaktif etkiye sahiptir.

Kotor

Kotor, Karadağ’da gezi turizminin merkezidir. Kotor’un eski şehri, UNESCO kültürel miras alanı olarak listelenmiştir ve Adriyatik kıyısındaki en iyi korunmuş ortaçağ şehirlerinden biridir.

Kotor’un mimarisi 12. yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır ve Venedikliler, günümüze ulaşan binaların dış cephe tarzına ana etkide bulunmuştur. Venedik dönemi 1420’den 1797’ye kadar sürmüştür. Bu gerçek refah zamanıydı, o zamanlar kendilerini Osmanlı İmparatorluğu’nun saldırılarından korumak için güçlü surlar inşa ettiler;saraylar, kuleler, tapınaklar, kiliseler. Şehir, binaların yarısından fazlasına zarar veren depremlerden (1667, 1979) sert bir şekilde etkilenmiş olsa da, günümüzde karakteristik bir Venedik stili ile tamamen yeniden inşa edilmiştir.

Bu muhteşem şehrin her taşının nefes aldığı orta çağa dönme fırsatı, dünyanın her yerinden turistleri kendine çekiyor. Dar sokaklarda yürüyebilir, rahat bir kafede dinlenebilir, Katolik Katedrali’ndeki orgları dinleyebilir, dağın en tepesine St.John Kalesi’ne tırmanabilir ve şehrin kuşbakışı manzarasının tadını çıkarabilirsiniz (tırmanış kolay olmadığı için mutlaka rahat ayakkabı ve içecek bir şeyler bulundurun). Eski şehirde, Orta Çağ’da olduğunuzu hissetmek için küçük bir otelde bir veya iki gece oda kiralayabilirsiniz.

Kotor’da birçok plaj ve gezinti yerinin yanı sıra teknelerin ve yelkenli teknelerin demirlediği bir liman vardır.

Ana zenginliği, tarihi anıtlar ve mimaridir.

Kotor’dan Lovćen sıradağlarının (1749 m) orta ve en yüksek bölümünü ve 62,2 km²’lik bir alanı kaplayan Lovćen Milli Parkı’na ulaşmak kolaydır. Park, eşsiz doğanın yanı sıra tarihi, kültürel ve mimari mirası korumak için kurulmuştur. Burası vahşi yaşam, orman yürüyüşleri ve dağcılık sevenler için tam bir cennettir.

Ortaçağ mimarisini sevenler için, Kotor’un yakınında bulunan ve Kotor Rivierası’nın bir parçası olan Perast, Risan kasabaları ve küçük adaları da ziyaret etmenizi öneririz.

Bar

Bar, Karadağ’ın en büyük limanını barındırır. Oradan feribotla İtalya’ya (Bari şehri) gidebilirsiniz. Bar çevresinde çocuklu ailelerin dinlenebileceği birkaç küçük köy bulunmaktadır;Sutomore, Dobra Voda, Shushan, Big Sands.

Bar’ın içinde kalıyorsanız, o zaman yeterli sayıda daire, ev, villa seçeneği vardır. Şehir dinlendirici bir tatil için uygundur. Gürültülü diskolar ve gece kulüpleri de vardır ve küçük restoranlar ve şirin kafelerle doludur.

Bar şehir plajı kumludur, yakınlarda çok sayıda çakıllı plaj bulunur.

Şehir plajından çok uzak olmayan sığ sularda, Kral Nikola ve Alman kruvazör Forverts’in sular altında bir yatı var. Yatlar derinde değildir ve acemi dalgıçlar için bile risksiz bir dalış imkanı sunar.

Bar’ın en ilginç ve en büyük turistik yerlerinden biri Kral Nikola’nın sarayıdır. Sarayda bir şapel, mahzen ve botanik bahçesinin yanı sıra küçük ve büyük kasırlar bulunmaktadır. Günümüzde bu odalar yerel müze olarak kullanılmaktadır.

Tivat

Tivat, Vrmac yarımadasında, uluslararası havalimanına (5 km) uzaklıktadır.İddialı bir marinaya sahip ve bu marinada bulunan pahalı yatların yanı sıra lüks konut kompleksi (mikro-kvartu) Porto Montenegro ve Hotel Regent inşa edilmiştir. Kotor Körfezi kıyısında modern bir kasabadır.

İlginçtir ki şehir ismini, buralarda dinlenmeyi seven İlirya kraliçesi Teuta’dan almıştır.

Orta Çağ’da Tivat, Kotor aristokrasisi için bir Kotor tatili niteliğindedir. Tarihi ve kültürel değeri olan manzaralara gelince, komşu popüler şehirlerin aksine, Tivat’ta UNESCO’ya işaret edecek hiçbir şey yok ve aslında neredeyse hiçbir şey eski değil (merkezdeki bir ortaçağ kalesi ve birkaç kilise dışında).

Aynı zamanda Tivat’ta altyapı geliştirilerek aktif yaşam ivme kazanıyor, şehrin alışverişe uygun konumu kültürel ve tarihi yapıların tadını çıkarmanın mümkün olacağı Perast, Kotor veya Budva’ya ulaşmayı kolaylaştırıyor çünkü bu şehirler Tivat’a yarım saatten az mesafede. Tivat’tan hareket eden konforlu yolcu tekneleri, Zanitsa plajında ​​mola vererek Kotor Körfezi’ne keyifli bir tur sunuyor. Turistler Kotor, Herceg Novi gibi şehirleri, Risan ve Perast’taki iki pitoresk adayı (Our Lady of Skrpla ve St.Georgia) görme fırsatı buluyor.

Boka’nın en genç kasabası olmasına rağmen gezilip görülecek pek çok ilginç ve cezbedici yer var. Şehir merkezi , Rönesans yazlık evi Buca, ritüel anıtların bulunduğu Çiçek Adası (ostrvo cveća), Gornja Lastva 300 m yükseklikte eski merkez, muhteşem Plavi Horizonti plajı ve Sv. Nikola Tivat’taki turistlerin görmeleri gereken yeler arasındadır.

Tivat’ın belirgin bir sahil şeridi yoktur, çoğunlukla platformlar vardır.

Oraya nasıl gidilir?

Karadağ’da uluslararası hava trafiği sağlayan iki havaalanı bulunmaktadır:

1) Tivat şehrinde (havaalanı kodu TIV)

2) Karadağ’ın başkenti Podgorica’da (havaalanı kodu TGD)

Moskova’dan düzenli direkt uçuşlar Aeroflot ve Montenegro Airlines gibi havayolları tarafından sağlanmaktadır, seyahat süresi yaklaşık 3 -3,5 saattir. Size en uygun havaalanı hangisi?

Yaz beldelerini seçtiyseniz: Herceg Novi ve Herceg Novi Riviera, Budva veya Kotor o zaman Tivat Havaalanı sizin için uygundur, yaklaşık olarak seyahat süresi:
– Tivat – Herceg Novi – 1 saat;
– Tivat – Budva – 25 dakika;
– Tivat – Kotor – 10 dakika.

Bu yerleşim yerlerine Podgorica havaalanından da yaklaşık seyahat süresi ile ulaşılabilir:
– Podgorica – Herceg Novi – 2,5 saat;
– Podgorica – Kotor – 1,5 saat;
– Podgorica – Tivat – 1,5 saat;
– Podgorica – Budva – 1 saat.

Tivat ve Podgorica’daki havaalanlarından Bar ve Ulcinj şehirlerine gitmek neredeyse aynı süreli.